Orhangazi Belediyesi tarafından Katı Atık Depolama ve Çöp Deponi Alanı oluşturma alanı için dün Çeltikçi Köyü’nde gerçekleştirilen toplantının yankıları sürmeye devam ederken köy halkının da tepkisi dinmek bilmiyor. Geçtiğimiz hafta sonu Çeltikçi Köyünü ziyaret ederek vatandaşları dinleyen CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, sorunu TBMM’ye taşıdı.
TBMM’de dün söz aldığı “Küresel Isınmanın Etkileri Ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi” Konusunun Araştırılması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu’nun Görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada Çeltikçi konusunu meclis kürsüsünde dile getirdi. Yaptığı Çeltikçi ziyaretinde köy halkına konuyu mecliste dile getireceğini ve hazırlanan raporları Tarım Bakanı ile Salık Bakanına sunacağının sözünü veren Demirel, sözünü tutarak köy halkının talebini yerine getirdi.
CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada; “
Küresel ısınmanın etkileri ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunun araştırılması amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'nun görüşmeleri için söz almış bulunuyorum.
Dünyanın birçok yerinde mevsimlerde meydana gelen değişme, bazı yerlerde sel baskınları, bazı yerlerde de kuraklıkla kendinden söz ettiren küresel ısınma, son yıllarda ülkemizde yaşadığımız su sıkıntılarıyla daha acı şekilde olayın ciddiyetinin farkına varmamıza neden olmuştur.
Su kaynaklarına genel olarak "sulak alanlar" denmektedir. Bursa il sınırında bulunan Uluabat ve İznik Gölü'müz de sulak alanların en önemlileri arasında yer almaktadır. Bu konuyla ilgili vermiş olduğum araştırma önergelerinde, bu komisyonun özellikle İznik Gölü ve Uluabat'la ilgili konularda bizzat göllere giderek, o göllerin sorunlarının yerinde saptanmasını istemiştim. Ne yazık ki, komisyon raporunda çok kısa, yetkililerden alınan bilgiler çerçevesinde bir bilgi aktarılmış, oraya gidilmemiş. Buradan da bir Bursa Milletvekili olarak üzüntülerimi ifade etmek istiyorum.
Eğer siz bir olayda ciddi, tutarlı, geçerli bilimsel araştırma yapmak istiyorsanız sadece yetkililerin verdiği bilgiler değil, aynı zamanda bizzat olayın yerine gideceksiniz, göreceksiniz, araştıracaksınız ve ondan sonra onu rapora aktaracaksınız. İnsanın gözleriyle gördüğü, giderek araştırdığı konular çok daha sağlıklı olarak raporlara yansıyabilir ama ne yazık ki bu çerçevede sağlıklı bir şekilde yansımamıştır.
Onun ötesinde, insanoğlunun altı bin yıl boyunca uygarlıklarını nehir vadileri ve taşkın düzlüklerinde kurmaları rastlantı değildir. Daha birçok sulak alan sistemi insan topluluklarının hayatta kalmaları ve gelişmeleri için kritik öneme sahip olmuştur.
Sürekli gelişen teknoloji ne yazık ki bize doğanın önemini unutturmuş gibi gözükmektedir. Teknolojinin getirmiş olduğu nimetler, bir bakıyorsunuz, küresel ısınmayı da peşinden getirmiştir. Yani, küresel ısınmayı yaratan kimdir diye araştırdığımız zaman, bunun kaynağı bizzat insanoğlunun kendisidir. Yani doğa kendi kendini kirletmiyor. Doğa kendi kendini sıkıntıya sokmuyor. Doğa kendi kendini yok etme mücadelesi vermiyor. Değerli arkadaşlar, konuşmamın sonuna gelirken, yine bizim Bursa'nın Orhangazi ilçesinde Çeltikçi köyü var. Birçok basın organında çıktı, Çeltikçi köyünün tepesinde çöp alanı yapılmak isteniyor. Ve köye gittim, Sayın Bakana da vereceğim, imzaları getirdim buraya. Bütün köy toplanmış, imzaları atmışlar bu çöple ilgili, katı atık tesisleriyle ilgili bunun önlenmesi noktasında görüş birliğindeler ve ne yazık ki, oraya giden yetkililer orada isimlerini vereceğim birkaç kişiyle toplantı yapmışlar, onlardan bilgi almışlar ve o bilgi çerçevesinde -burada belgeyi de gösteriyorum; belgesiz konuşmayı ben doğru bulmuyorum- diyor ki: "Çeltikçi Köyü'nden aza Ömer Kaya ve korucu Emrullah Ağan'a sorulmuş ve demişler ki onlar 'İçme suyu yönünden bir sakıncası yok.'" O iki kişiye gittim, ellerine dokundum siz canlı mısınız, değil misiniz diye. Dediler ki "Hiç kimse bize gelmedi, kimse bizimle konuşmadı, kimse bizim görüşümüzü almadı." Ama raporda gitmişler, görüşmüşler, görüşlerini almışlar ve raporda da demişler ki "Onların görüşünü alarak" sakınca bulunmadığıyla ilgili rapor hazırlamışlar.
Şimdi, ben, özellikle bu konunun araştırılmasını istiyorum. O insanlar orada yaşıyorlar. O insanlar "Yetkililerin bize gelerek bizzat bir de bizden dinlesinler" diyorlar. O zaman şöyle bir tablo çıkıyor ortaya: Arkadaşlar, birçok raporumuz hazırlanıyor. Birçok rapor bürokratlar tarafından hazırlanıyor. Acaba, onların o hazırlanış şeklinde gerçeklik payı, tutarlılık payı, ciddi, tutarlı, geçerli, bilimsel araştırmaları var mı, yok mu onun da ben bu noktada araştırılmasını istiyorum. Çünkü, Orhangazi'deki köylülerimiz bunu özellikle bekliyorlar. Bu anlamda…
Son sözlerim arasında şunu söylemek istiyorum: Türkiye'nin çok acil bilim adamlarını da alarak, sivil toplum örgütlerini alarak, sivil toplum örgütlerinin görüşleri de; (yani sizden ben daha mı az biliyorum, daha çok biliyorum diyerek) alınarak ulusal çevre politikamızın oluşturulması lazım, millî su politikamızın oluşturulması lazım. Bunlar mutlaka yapılmalı. Çünkü, çevrenin kirlenmesinin önlenmesi noktasında siyaset olmaz. Herkes işin içinde olmalı ve herkesin görüşü alınmalı” dedi.